top of page

BALIK DOLUNAYI: ŞİFA MI, HAYAL KIRIKLIĞI MI?

  • Yazarın fotoğrafı: Astralina
    Astralina
  • 20 Eyl 2021
  • 5 dakikada okunur


Bu gece 02.53’te Balık burcunun 28 derecesinde dolunay meydana geldi. İtiraf edeyim, Güneş’imin üzerinde dolunay etkisini aldığım için epey etkilendim, psikolojik olarak karanlık sulara çekildim, öyle bir ağırlık çöktü ki hiçbir şey yazasım gelmedi… Evren bizimle sembollerle konuşur diyoruz ya, işte ben de dolunayın haritasına bakıyorum, baktıkça daha da ağırlaşıyorum. Sonra sosyal medyadan kanımı donduran haber alıyorum; adı Grindadrap. Norveç ve Danimarka arasında bulunan Faroe Adaları’nda geleneksel olarak yapılan festivalmiş! Manzaraya dayanabilirseniz Google’da görebilirsiniz. Dile kolay, 1500 balina ve yunus katledildi, BİN-BEŞ-YÜZ, deşilmiş gövdelerini sıra sıra sahil şeridinde sergilemişler, ortalık kan revan… korkunç… Gel de şimdi Balık Dolunayı’nı anlat! Güneş’i Balık olan biri olarak, amaaan boşver, bu sefer de yazma hiçbir şey, uzaklaş şu gerçeklikten dedim…


Ama Pazar akşamı 2 şey beni kendime getirdi. Birincisi, Helen Ratibe Gönüllü ile Clubhouse’da yaptığımız yayına kıymetli astrolog arkadaşlarımız Eda Akbaba, Burçin Sayın ve Özlem Somuncu katıldı. Hele Özlem’in gelmesiyle birlikte odamız bir anda dolup taştı :) Dolunay’ı beraber konuştuk, konuştukça içimdeki kasvet dağılmaya başladı, olumsuz tarafların yanı sıra dolunayın olumlu taraflarını fark etmeye başladım. İkincisi ise, yayından sonra, kıymetli Oğuzhan Ceyhan hocamın Twitter’daki paylaşımını gördüm: “Balık kurban ise, Başak kurtarıcıdır…” Okuyunca, zihnimdeki o bunalımlı sarhoşluktan anında ayıldım! Kendime şöyle dedim: “Alina, bir kendine gel artık, Kuzey Ay düğümün Başak’ta, sen bu yazıyı YAZ-MA-LI-SIN!”


Haydi gelin o zaman bu Balık Dolunayı’nı her açıdan analiz edelim. Balık burcunun sembolüne baktığımızda farklı yöne bakan iki balığı görürüz. Aslında bu sembol kendi içinde değişkenliği ve dualiteyi anlatır. Yin – yang, siyah – beyaz, kurban – kurtarıcı, depresyon – şifa, hayal kırıklığı – ilahi aşk, illüzyon – hakikat… Zodyak çemberinde yolculuğa çıkan kahraman, burçları teker teker geçerken farklı deneyimler yaşar, farkındalık kazanır. Son aşama olan Balık burcuna geldiğinde, kahramanımızın ruhu, idraki geliştiyse, ilahi akışla uyumlanır, aydınlanır, ilahi kaynak ile birleşir… kutsal çember tamamlanır. Sözüm o ki, bu dolunayda tamamlanmayı yaşamak için, içimize dönüp karanlık yüzümüzle yüzleşmemiz gerekecek. Neyi tamamlamadan geride bıraktık? Neye gözümüzü kapattık? Hangi sözleri söylemeden yuttuk? Ben aslında kimim, nereye gidiyorum? Bu sorularla yüzleşmemiz gerekecek. Kolay olmayacak ama başarabilenler müthiş uyumu yakalayabilir. Bu süreçte kalbinizin sesini dinlemeyi ihmal etmeyin. Ancak dikkatli olun, illüzyonu ve hakikati bir birinden ayırmayı bilin.


Ancak bu kadar spiritüel konuşmalar yeter, biraz teknik açılara bakalım. Dolunayın an haritasını hem İstanbul hem Ankara’ya göre incelemekte fayda var, çünkü aralarında farklılıklar mevcut. İkisinin yükseleninde Aslan var. Ancak İstanbul’a göre dolunay 3/9 aksında meydana gelirken tepe noktasında 29 derece Koç var. Ankara’ya göre ise, dolunay 2/8 aksında meydana gelmiş oluyor ve tepe noktasında 3 derece Boğa var. Böylece, konu başlıkları arasından, ekonomi, finans, döviz, bankalar, krediler, borçlar, vergiler, eğitim, üniversiteler, akademisyenler, rektörler, öğrenciler, medya kurumları, diyanet, dini kuruluşları, hayır kurumları, uluslararası diplomasi ve ticaret, seyahatler, göçmenler gibi konular ön plana geliyor. Balık temalarını düşündüğümüzde, denizler, sular, yağışlar, her çeşit sıvılar (sansüre takılmamak için adını söyleyemediğim sıvı dahil olmak üzere), ilaçlar, narkoz, uyuşturucu, alkol, depresyon, psikolojik sorunlar, intiharlar, fedakarlık yapmak, kurban olmak gibi konuları ilave edebiliriz. Biraz olumlu özelliklerinden de bahsederek, demin saydığım negatiflikleri dengelemek istiyorum. Balık, aynı zamanda, şifa, yüksek inanç, ilahi desteği hissetmek ve ona güvenmek, akışta kalmak, müthiş sezgiler, muazzam yaratıcılık, saf sevgi, şefkat, empati, Mevlana’nın dediği “Gel, ne olursan ol, yine gel” idrak seviyesi, demektir.


Dolunayın yöneticisi Jüpiter, dolunaya 33’lük açıda. Bu açı, bir taraftan hayal dünyamızı, yaratıcılığımızı çalıştırırken, diğer taraftan korkularımızın ve bilinçaltımızın aktif bir şekilde devrede olacağını göstermektedir. Yükselenin yöneticisi Güneş, dolunayın yöneticisi Jüpiter’e 144’lük açıda. Bu karmik açı, tanrı vergisi yeteneklerimizi işaret ettiği gibi, sert derslerin, kontrol edemediğimiz olayların habercisidir.


Dolunay, 15 yıldızdan oluşan Pegasus takımyıldızının betası olan, Sheat sabit yıldızı üzerinde meydana geliyor. Zaten uzun bir yazı olduğu için burada mitolojik hikayesine girmeyeceğim, ama Pegasus’un, annesinin başı kesildikten sonra, dökülen kan damlasından doğduğunu söylemeden geçmemem gerekiyor. Evet, Perseus tarafından başı kesilen Medusa’dan söz ediyorum. Bu da bizi Medusa’nın gözyaşlarına, yani Algol Tutulmasına adım adım yaklaştırıyor…


Peki, dolunayın kavuştuğu Sheat sabit yıldızı ne gibi tesirler verebilir? Ciddi psikolojik zorlanmalar, depresyon, intihar eylemi, ağır bağımlılıklar, korkular, panik ataklar, paranoya, zihinsel gelgitler, büyük yaratıcılık ama aynı zamanda gerçeklikle bağı kaybettirebilir, aşırı hayalcilik veya aşırı karamsarlık, duygusal dengesizlik, boğulma riski, gemi kazaları, denizlerle ilgili sıkıntılar, suikastlar, cinayetler. Sel getirebilir. Vücutta mantarlar, siğiller verebilir, tümöre sebebiyet verebilir. Safra kesesi kayıplarına neden olabilir. Koah, zatürre gibi akciğer hastalıklarını tetikleyebilir. Sheat’ta hırs vardır, aşırı hırs yüzünden zarar görmek vardır. Kayıp insanlarla ilgili haberlerin artmasına neden olabilir.

Burada kurban edilme teması vardır. Kısasa kısas yıldızıdır, karmik bedeller ödetir. Bu nedenle yaptığımız eylemlere dikkat etmemiz gerekir, bedelleri ağır olabilir.


Sonbahar ekinoksu öncesinde meydana gelen dolunaylara Hasat Dolunayı derler. Astrolojik olarak değerlendirdiğimiz zaman, buradaki hasadı daha geniş çerçevede düşünebiliriz. Ay Döngülerine baktığımda, bu dolunayın yeniay fazının 24 Mart 2020’de olduğunu görüyorum. Bu durumda, o tarihten itibaren kişisel hayatlarımızda ektiklerimizi düşünelim, şimdi neleri hasat edeceğiz? Güzel şeyler ektiysek ne ala, aksi takdirde sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalabiliriz. Ayrıca, o yeniay ile birlikte ülkemizde başlayan kapanmalar önemli bir vurgu yapıyor. Belli ki bu dolunay ile birlikte malum hastalığıyla ilgili önemli gelişmeler olacaktır, bazı bilgiler ortaya çıkabilir.


Dolunay haritasındaki gezegen açılarını değerlendirecek olursam, dolunay ile 7 orb ile kavuşum yapan Neptün ile başlamam gerekir. Bu kavuşum özellikle ikili ilişkilere vurgu yapıyor ve buradaki havayı sislendiriyor. Dolunaydan 1 gün sonra Terazi burcuna geçecek olan Güneş ile birlikte Terazi’deki stelyum ile ilişkiler ön planda olacak gibi gözüküyor. İlişkiler büyük sınavlardan geçecek. Dolunayı destekleyen Plüto burada dönüşümü hızlandıracaktır. Tabi, Plütonik dönüşümlerin kolay geçmediğini artık hepimiz çok iyi biliyoruz. Uzun zamandır gizlediğimiz veya bizden gizlenen şeyler ortaya çıkabilir. Bir türlü yüzleşmek istemediğimiz şeylerle yüzleşmemiz gerekebilir. Zorlanacağız, ama bu dönüşüm hayrımıza olacaktır.


Kuzey Ay düğümü – Mars – Satürn arasındaki Büyük Hava Üçgeni, doğru eylemlerle ileriye gidebileceğimizi ve kalıcı sonuçlar elde edebileceğimizi anlatıyor. Haritadaki bu olumlu etkiden istifade etmenizi temenni ederim. Spica ile kavuşan Merkür Ghost pozisyonda olsa da bu derecede iyicil doğasında ve Jüpiter’e partil üçgen kuruyor. Merküryen tüm işlerde bu birkaç günde fırsatlar yakalamak mümkün gözüküyor. Ancak unutmayın, Merkür retrosuna sayılı günler kaldı; iletişim, eğitim, medya, ticari anlaşmalar gibi konulardaki işlerinizi bu hafta içi tamamlamaya çalışın.


Ve de haritada kırmızı puntoyla altı çizilmiş gibi duran Merkür – Plüto karesini unutmayın. Moral bozmak gibi olacak ama açıkçası, bu açının, Jüpiter – Merkür trinesinden daha ağır hissedileceğini düşünüyorum. Bu nedenle, iletişimde çeşitli manipülasyonlara karşı temkinli olmak lazım. Dilimiz çok sivrileşebilir, zehrini akıtmak isteyen kişiler karşımıza çıkabilir. Merkür – Neptün 150’liğini de unutmayalım; dolandırıcılıklar, hırsızlıklar artabilir. Aşırı kıskanç, şüpheci olabiliriz. İşin kötüsü şüpheci olmakta haklı çıkabiliriz çünkü gerçekten arkamızdan birtakım gizli dolaplar çevrilebilir. Çok polisiye olaylar yaşanabilir. Aşklar karakolda bitebilir.


Aşk demişken Venüs’e bakalım. Venüs ve Mars zararlı oldukları burçlarda ancak aralarında “karşılıklı ağırlama” dediğimiz bir pozisyon var. Venüs ve Mars burada paslaşıyorlar, tabiri caiz ise, komşuculuk oynuyorlar. Bu dolunaya kadar olan süreçte “karşılıklı ağırlama” bu iki gezegenin kötücül etkilerini yumuşatıyordu ancak dolunaydan sonra bu durum biraz değişecek gibi duruyor. Şöyle ki, Venüs artık Zuben hattına doğru ilerliyor, Uranüs’e karşıt ve Satürn’e kare pozisyonda. Mars ile olan “karşılıklı ağırlama” bu zorlayıcı etkiyi yumuşatmaz, hatta Venüs’ün yerinde Mars’ı düşündüğüm zaman daha da ürperiyorum. İlk zorlanmaları şimdi görmeye başlayacağız, devamı ise, Mars gerçekten Akrep burcuna geçtiğinde, yani Kasım’da olur. Bu dolunayda Uranüs ile olan karşıtlığı ve T-kare apeksinde olan Satürn ile özdeğer duygumuz ciddi zarar görebilir, ilişkilerde ani problemler yaşanabilir, tansiyon aniden yükselebilir, kopuşlar yaşanabilir. Chiron’a da 150’lik açıda olan Venüs, kadınların zarar alabileceğini gösterir. Beklenmedik gebelikler olabilir, ona göre önlemlerinizi alın, ileride gebeliklerde sorunlar yaşanabilir, düşük riskleri oluşabilir. Güzellik, estetik gibi konular için pek uygun bir zaman değil, memnun kalmanız çok zor olur, bir şeyler ters gidebilir, sonuçlar istediğiniz gibi olmayabilir.


Yükselendeki Aslan, Spica’daki Merkür, Plüto karesi, Neptün etkisi vs, tüm bunlar tanınan biriyle ilgili büyük bir skandal duyabileceğimizi gösteriyor. Moda, sanat veya siyaset dünyasından tanınan bir isim kurban edilebilir. Ani bir ölüm, hatta belki intihar haberi alabiliriz.


Yazım çok uzadığı için, dolunayın ülkemize olan etkisini bu seferlik bu yazıda kaleme almayacağım. Sadece Ay’ımıza kare yaptığı için halkımızı çok zorlayacağını söylemekle yetineyim. Dolunaydan 1 gün sonra sonbahar ekinoksu yaşayacağız. Ekinoksla ilgili olan paylaşımımda ülkemize olan etkilerini ayrıntılı anlatacağım. Orada çok fazla olay var, kısa bir zaman diliminde peş peşe Mars dönüşü, Merkür dönüşü, Venüs dönüşü ve Güneş dönüşünü yaşayacağız.


Sheat’ın etkisini yumuşatmak için, sağlığınız müsaade ediyorsa, kan bağışında bulunabilirsiniz. Hayır işlemek, ihtiyacı olanlara yardım etmek her zaman iyi olur ama bu dolunayda özellikle yardımlarınız yerini bulur.


Sevgiyle,

Astralina

Comments


Bu web sitesindeki tüm bilgi ve yazıların her hakkı saklıdır.

Kaynak gösterilmeden kopyalanamaz ve paylaşılamaz.

Astralina© 

  • Clubhouse
  • X
  • İş Parçacığı
  • Facebook
  • Instagram
  • YouTube Sosyal Simge
bottom of page